Mikkel Svold (00:09):
Yenilikçilik, hijyenik üretim sektöründe de rekabet avantajı sağlıyor. Peki nasıl? Bu bölümde, hijyenik üretim pazarında liderliğin nasıl sağlanacağından bahsediyoruz ve pazar liderlerini gerçekten farklı kılan şeylere ve ayrıca yenilikçilerin hijyenik üretimde ve bir bütün olarak sektörde nasıl devrim yarattıklarına değinmek istiyoruz. Benim adım Mikkel Svold ve bana bugün NGI'ın Amerika satış başkanı Jacob Esker eşlik ediyor. Şu anda burada, Danimarka'dasınız, hoş geldiniz.
Jacob Esker (00:43):
Oh, teşekkür ederim. Beni ağırladığınız için teşekkür ederim. Hava çok güzel.
Mikkel Svold (00:46):
O zaman bugün şanslısın.
Jacob Esker (00:47):
Evet.
Mikkel Svold (00:49):
Liderliğin bu bağlamda gerçekten ne anlama geldiğine ve şu anda neden bu kadar önemli olduğuna odaklanarak başlamak istiyorum. Sen ne düşünüyorsun?
Jacob Esker (01:00):
Nihayetinde büyük ölçüde tüketici güvenine dayanan sektörlerde hizmet veriyor ve bu sektörlere giriyoruz. Gıda üretimi doğrudan bir tüketici ürünüdür ve üretim tarafında olduğunuzda, bu güvenin bir saniyede ortadan kaybolması ihtimaline karşı bu son derece önemlidir. Son birkaç yılda, özellikle de sosyal medyanın işleyiş biçiminde bunun hızlanmaya devam ettiğini kesinlikle gördük. Nihayetinde liderler için söylenen bir söz vardır: "Yükselen dalga tüm tekneleri kaldırır" ve bu nedenle sektörde bir lider olarak tasarımlarınızı geleceğe hazırlamak, yenilikçi, ileri görüşlü ve pazara ilk giren olmak adına bu dalga olmanız gerekir. Çünkü bunu yaptığımızda takipçilerimiz olur, takipçilerimiz olduğunda da herkes daha iyi hâle gelir ve böylece sektörü geliştirmeye devam ederiz. Dolayısıyla bu son derece önemlidir.
Mikkel Svold (01:55):
Aslında bu tam olarak şuna değiniyor: Geçen bölümde Thies ile bilgi paylaşımı, enformasyon paylaşımı ve bunun yenilikçiliği nasıl teşvik ettiği hakkında konuşmuştuk. Ona sorduğum sorulardan biri şuydu: Bilgiyi paylaştığınızda rakiplerinizin bu bilgiyle sizi geçmesinden korkmuyor musunuz? Peki cevabınız nedir? Temelde aynı soruyu size de yönelteceğim çünkü eğer dalga sizseniz tüm rakipleriniz de sizinle birlikte yükselecektir.
Jacob Esker (02:25):
Evet, başka bir metafor kullanacağım. Örneğin bir yarıştaysanız ve yarışta tek başınızaysanız muhtemelen yüz metrelik bir koşuda çok hızlı gitmeyeceksinizdir. Ama arkanızda biri varsa mesela Usain Bolt, adrenalin devreye girer ve daha çok zorlarsınız. Yani eğer bu alana bir rakibiniz girerse, ne âlâ. Rekabet daha fazla yenilik doğurur. Daha fazla yenilik sektörü ileriye taşır özellikle de güçlü markalarınız varsa o zaman sektör lideri olarak tanınabilirsiniz. Dolayısıyla günün sonunda özellikle de yenilikçi olma dürtüsü yoksa rekabetten yoksun olmamız iyi bir şey değil çünkü o zaman işler durgun kalır. Bu da bir bütün olarak sektör ve şirketler için sorun teşkil ediyor.
Mikkel Svold (03:10):
Ayrıca gelişim arzusu mevzuattan ve çevredeki üçüncü şahıslardan değil de sektörün kendisinden gelmelidir.
Jacob Esker (03:21):
Doğru. Evet çünkü o zaman çok yavaş ilerler. Şirketler onlarca yıldır güç ve kaynak ve sermaye mevcut olduğunda işlerin hızla ilerlediğini göstermiştir. Özellikle son üç yılda aşı gelişiminin son derece hızlandığını gördük ve hükümetler elbette bunda rol oynadı. Ancak günün sonunda yerel endüstri ve kurumsal çevreler bunun gerçekleşmesini sağladı.
Mikkel Svold (03:50):
Evet, bu kesinlikle doğru. Aslında tanık olmak oldukça muazzamdı. Şimdi hijyenik üretime, hijyenik yenilikçiliğe ve tüm bu sektöre baktığımızda pazar liderlerini pazardaki sıradan oyunculardan veya belki de ön plana çıkmaya çalışmayan birinden ayıran herhangi bir özellik veya uygulama var mı?
Jacob Esker (04:15):
Bence sıradan bir oyuncu olduğunuzda nihayetinde kârınızı en üst düzeye çıkarmak için oradasınızdır. Bunun da özünde yanlış bir tarafı yok. Piyasada her zaman böyle birileri olacaktır. Neyse o. Ancak gerçekten bir lider olmak istiyorsanız risk almanız gerekir. Çoğu zaman bu riskler sermaye harcamalarını ve gelirinizin belirli bir yüzdesini yenilikçiliğe yatırmayı da içerir. Parayı buraya yatırdığınızda işler gelişmeye devam eder. Bir endüstri standardından ibaret olduğunuzda sadece nakit akışınızı ve paranızı en üst düzeye çıkarıyorsunuz ve bu yüzden sadece günlük işlerinizi yapıyorsunuz ve sadece verimliliğinizi artırmak için oradasınız.
Mikkel Svold (05:01):
Ama Jacob, böyle olmak daha iyi değil mi çünkü inovasyona para yatırmak eninde sonunda kârlılığınızı azaltacaktır. Önde giden değil de iki numara ya da beş numara olmak daha iyi değil mi?
Jacob Esker (05:16):
Sektörlere yıllar içerisinde baktığımızda şunu söyleyebilirim. Demek istediğim eğer daktilo üreten insanlarsanız ya da Apple diyelim, bu gerçekten iyi bir örnek. Bilgisayar yaptılar. Sadece bilgisayar üretmeye devam etselerdi, bugün oldukları şirket olurlar mıydı?
Mikkel Svold (05:33):
Tahminime göre iPhone onların en büyük gelir kaynağı.
Jacob Esker (05:36):
Doğru. Evet, değil mi? Telefonlar zaten vardı ama onları yenilediler. Bu nedenle zaman içinde sadece gıda üretimi alanında değil genel olarak üretimde yenilik yapmayanların yol kenarında kaldığını görüyoruz. Yani evet, kısa vadede 1. ve 2. çeyrekte kârınızı maksimize edebilirsiniz ama 2028, 2030'da kazanmak istiyorsanız yenilik yapmanız gerekir.
Mikkel Svold (06:04):
Bu durum hijyenik sektör ya da hijyenik imalat ve genel olarak imalat için de geçerli mi?
Jacob Esker (06:10):
Tabii ki.
Mikkel Svold (06:11):
Neden?
Jacob Esker (06:12):
Konu yine tüketici güvenine geliyor. Hijyen, herkesin güvenliği için son derece önemlidir. İadeye yol açan herhangi bir aksaklık gördüğünüzde o şirketin tüketici güveninde bir düşüş olur ve bunun uzun vadeli etkileri vardır. Ve eğer bunu görmezden gelmeye devam eder, yatırım ve yenilik yapmazsanız bunlar olmaya devam eder. Dolayısıyla başlangıçta bahsettiğimiz tüketici güvenini koruyamazsak o zaman siz geride kalırsınız ve birileri pazar payınızı alır. Bu nedenle üretim tarafı olarak tüm paydaşlarımızı bir araya getirmeli ve sorunların nerede olduğunu görmeliyiz. Ve tüm bu sorunlara baktığımızda bunların içinde yenilikler yapabiliriz.
Mikkel Svold (06:59):
Şimdi, NGI elbette Danimarka merkezli bir şirket ancak havuzun diğer tarafına sizin alanınıza atlarsak tüketici odağının hijyene ve üretim süreçlerine daha fazla odaklanmaya doğru geliştiğini görüyor musunuz? Tüketici düzeyinde de bir değişim görüyor musunuz? Çünkü en azından bizim bakış açımıza göre bu çizgiyi birkaç adım aşıyor, makine üreticilerini bile aşıyor. Bu, marka sahiplerinin, gıda üreticilerinin ötesinde bir şey.
Jacob Esker (07:40):
Evet çünkü bence bir adım geri çekilip gıda üreticisinin kendisine ve OEM alanının dışına bakarsanız yıllar önce daha temiz beslenmeye, sürdürülebilirliğe, yerel malzemelere, GDO'suz ürünlere doğru bir geçiş gördük. Bana kalırsa temiz beslenmek bir bakıma biraz aşırıya kaçmak olarak görülebilir. Şimdi de yiyeceklerin güvenli olup olmadığına odaklanıyoruz. Şunu da açıkça gördük ki Netflix bazı şeyleri gün ışığına çıkarmak ve yiyeceklerin ötesinde neler olduğunu göstermek konusunda gerçekten iyi bir iş çıkardı. Ayrıca insanlar yiyeceklerinin nereden geldiğini bilmek istiyor. Dolayısıyla bitkileri temizlemiyorsanız ve bu bir belgeselci tarafından gösteriliyorsa olay tekrar tüketicinin ürününüze olan güvenine geri döner. Bu yüzden bunu kimse istemez. Bir şey yiyorlarsa bu ürünün yenmesi sağlıklı, güvenilir bir ürün olduğunu belli eden biri olarak görülmek istiyorlar ve eğer yiyecekleri yapan makine üreticisine odaklanamazsak bu düşünceyi sağlayamayız.
Mikkel Svold (08:39):
Yani aslında söylediklerinizden anladıklarım, ürün yöneticilerinin veya üretim yapan ya da üretimden ve gıda üretiminden sorumlu kişilerin tabiri caizse tüm üretim zincirinin marka değeri ve beraberinde gelen satış değeri üzerinde muazzam bir etkiye sahip olduklarıdır. Bu sorumluluk sizi korkutmalı mı yoksa cesaretlendirmeli mi? Kulağa mantıklı geliyor mu?
Jacob Esker (09:15):
Sanırım bu kişiden kişiye değişiyor ancak kişisel görüşüme göre şu anda tüm paydaşlar üzerinde bu değere sahip olduğunuz için cesaretlendirilmelisiniz.
Mikkel Svold (09:26):
Daha hijyenik tasarıma geçmeye çalışan bir sektörde gördüğünüz bazı zorluklar nelerdir? Gördüğünüz zorluklar nelerdir?
Jacob Esker (09:40):
Nihayetinde, bu. Şirketleri görüyoruz... Bence herkes için zorluk şu: "Tamam, söz konusu o dalga sensin. O lider sensin ve yenilik yapıyorsun." Sonra da yenilik yapmayı bırakıyorsunuz. O sendin. Bir araç ile çıktın. Bu; tasarlamayı, yemeyi veya temizlemeyi veya her neyse onu daha kolay hâle getiren en yenilikçi araçtı. Şimdi bunu başardın ve pazar payı yarattın. Sorun şu ki o zaman duruyorsunuz. Ve sonra durduğunuzda ilerlemenin bir sonraki adımına geçilmiyor. İşte sorun da bu; süper yenilikçi bir şey bulduğunuzda "En iyisi bende zaten." diyorsunuz. Sonuçta birileri çıkacak ya da sektör değişecek ve siz de o ürünü geliştirmeye ya da her şeyi ileriye taşıyacak yeni ürünler getirmeye devam etmelisiniz.
Mikkel Svold (10:27):
Uygulanabilirlik açısından bunu gerçekten nasıl yaparsınız? Çünkü şirketiniz diyelim ki harika yenilikler yapan bir avuç insanla büyüdü ve şimdi aniden yükselişe geçiyor ve diyelim ki bin çalışanınız var. Bu yenilikçi enerjiyi nasıl sürdürürsünüz? Dışarıdaki en iyi uygulamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Jacob Esker (10:47):
Nihayetinde bu, sermaye harcamalarınıza yatırım yapmaktır çünkü büyüdükçe şirket olarak daha fazla gelir elde edersiniz. Dolayısıyla bunu yapmayı tercih ederseniz finansal güce sahip olursunuz. Dolayısıyla "Her yıl kârımın X miktarını alacağım ve bunu tekrar yenilenmeye yatıracağım" diyebilmek için özen göstermek gerekiyor. Bunu burada NGI'da görüyoruz. Bizi çok gururlu bir şirket yapan da bu ve diğerleri de bunu yapıyor. İşte bu yüzden lider bir sektörden bunu görmek istiyorsunuz... Tamam, işletmelerimize yeniden yatırım yapıyoruz ya da buna benzer bir şey. Evet, bu hâlâ sermaye harcaması ancak Ar-Ge ve mühendislere ve tek sorumlulukları paydaşlara gitmek, gıda üreticilerine gitmek, müşterilerinize gitmek ve eksik yönlerin nerede olduğunu görmek ve ardından bu eksikleri gidermek olan kişilere yönelik yapılan özel bir sermaye harcaması.
Mikkel Svold (11:40):
Bunu yapan şirketlerden ya da en iyi uygulamalarınızdan somut örnekleriniz var mı?
Jacob Esker (11:47):
NGI'da bunu yaptığımızı düşünmek hoşuma gidiyor. Bencilce davranıp bunun reklamını yapmaktan nefret ediyorum ancak sektör ile ilgili konuşuyorsak en kolayı kendinizinkini örnek vermektir. Kesinlikle sektörün dışına bakabiliriz. Daha önce Apple'dan bahsetmiştik, ürünlerini piyasaya sürmeye devam ediyorlar. Ancak hijyen üretiminden bahsediyorsak burada, NGI'da, tüm kârımızın %15'ini Ar-Ge'ye yatırıyoruz ve daha önce kimsenin aklına gelmemiş sertifikalı ürünler ortaya çıkardık. Düşünmeyi sevdiğimiz için bu ürünleri çıkarmaya da devam edeceğiz ve umuyoruz ki sektör için bir kaya olabiliriz ve insanlar bize bakıp "Ellerinde bir ürün varsa bu ürüne sadece bir ürün yapmak için değil pazarda lider olmak için yatırım yaptıklarını biliyoruz." diyebilirler.
Mikkel Svold (12:32):
Şimdi ürünlerin, yöntemlerin ve bir şeyler üretme ve tasarlama yollarının evrimi ile yenilikçilik her zaman gelişiyor. Peki diyelim ki araştırma ve geliştirmeye %15'lik bir pay ayırdınız, bir şirket olarak pazar liderliğinizi geleceğe nasıl taşıyabilirsiniz? Sonra ne olacak?
Jacob Esker (12:57):
Bence sonuçta mesele sadece yatırım harcamaları değil. İnsanlar sadece para harcamak adına para harcayabilir ancak bu iletişim hâlinde olmaktır. Theis'in önceki bölümlerde bahsettiği gibi paydaşlarınızı bir araya getirmek ve sektörde bir konuşma ve bilgi paylaşımı yapmak son derece önemlidir. Ve bu birbiriyle bağlantılıdır çünkü müşterileriniz size sorunlarını anlatacaktır. Tüketicileriniz size sorunlarını ve ne istediklerini söyleyecektir. Dolarlarıyla oy vereceklerdir. Ama sadece yardımcı rol iseniz o zaman gerçekten yenilik yapmazsınız. Konuşup herkesi bir araya getirebilirseniz işte o zaman ilerleme kaydedersiniz.
Mikkel Svold (13:38):
Dipnot olarak herhangi bir olumsuz bulgu veya daha fazla yenilik yapmanız gerektiğini gösteren bir şey görüyor musunuz?
Jacob Esker (13:49):
Bu güzel bir soru. Bunu daha önce hiç düşünmemiştim. Dürüst olmak gerekirse bunun için gerçekten iyi bir cevabım yok.
Mikkel Svold (13:56):
Ancak müşteriler sizden uzaklaşmaya başlarsa bu oldukça iyi bir işaret olacaktır.
Jacob Esker (14:01):
Bu bariz olanı. İnsanlar satın almayı bırakırsa o zaman bir sorununuz var demektir.
Mikkel Svold (14:05):
Evet ama aynı zamanda çok geç olabilir çünkü alternatif bir satıcıya alıştıklarında onları geri kazanmak daha zor olacaktır. Jacob, zamanımız doldu ama eklememiz gerektiğini düşündüğün ya da daha önce konuşmadığımız bir şey var mı?
Jacob Esker (14:23):
Bu güzel bir soru. Sanırım-
Mikkel Svold (14:27):
Muhtemelen bir sürü şey vardır.
Jacob Esker (14:27):
Evet, çok şey anlattık. Umarım herkes çok şey öğrenmiştir ve umarım herkes düşünüp taşınır ve diğer insanları da bu sürece dâhil etmek ister böylece sektör olarak bir araya gelip herkes için iyi olan ve uygulamalarımızda sadece yardımcı rol olmadığımız kararlar alabiliriz.
Mikkel Svold (14:48):
Tamam. Jacob Esker, katıldığınız için çok teşekkür ederiz. Ve tüm dinleyicilerimiz, lütfen unutmayın... Ne söylemeliydim? Abone ol butonuna kırarcasına basın.
Jacob Esker (14:56):
Bu doğru. Kırarcasına basın.
Mikkel Svold (14:57):
İsterseniz abone ol düğmesine basın...
Jacob Esker (14:58):
Abone ol butonuna bas bebeğim.
Mikkel Svold (14:59):
Gelecek bölümlerde daha fazla dinlemek ve tabii ki hijyenik üretim endüstrisi hakkında değerli bilgiler edinmek istiyorsanız. Şimdilik bu kadar. Dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.
Jacob Esker (15:11):
Çok teşekkür ederim.