Mikkel Svold (00:10):
Merhaba, Behind Clean Lines’ın yeni bölümüne tekrar hoş geldiniz, ben Mikkel Svold. Ve bugün, birçok işletmenin esasen karşı karşıya olduğu bir ikilemi ele alıyoruz. Bu da şu: Bozuk olmayan bir şeyi neden tamir etmeliyiz? Bu aynı zamanda Niels’i stüdyoda ağırlayarak çeviklik, yeni şeyleri düzeltmek ve temelde geleceğe bakıp hazırlanmaya çalışmak hakkında konuştuğumuz son bölüme de bir cevap niteliğinde.
(00:36):
Ancak bugün temel olarak “Gerçekten bozuk değilse bir şeyleri düzeltmemiz gerekiyor mu ve bunu ne zaman yapmamız gerekiyor?” konusuna odaklanıyoruz. Bu da pek çok şirket için zorlu bir görevdir. Bugün de NGI’da üretim müdürü olarak görev yapan Philip Skall Hansen bu konuyu analiz etmek üzere bize katılıyor. Philip, hoş geldin.
Phillip Skall Hansen (00:59):
Çok teşekkür ederim.
Mikkel Svold (01:00):
Doğrudan konuya girecek olursak genel anlamıyla optimizasyon, üretim optimizasyonu ve operasyon optimizasyonunun arkasındaki NGI felsefesi nedir? Bunun arkasında ne gibi düşünceler var?
Phillip Skall Hansen (01:14):
NGI, oldukça yüksek maliyetli bir iş gücüne sahip olduğumuz Danimarka’da yer alıyor. Ana görevlerimizden biri üretimde optimizasyona odaklanmaktır böylece Avrupa'nın geri kalanıyla kesinlikle rekabet edemeyeceğimiz çok fazla personel sayısına sahip olmayız. Bu yüzden bu NGI’da büyük bir mesele. Bununla birlikte çok sayıda farklı ürün hattımız var. Dolayısıyla birbirine paralel bağlı çok sayıda makinemiz mevcut. Yani tek tek odaklandığımız pek çok tıkanıklık var.
(01:48):
Bu nedenle optimizasyona ilişkin tüm bu düşünce yapısı NGI’da her aşamada gerçekleşen bir şey. Benim felsefem bu. Yapmaya çalıştığımız şey bu. Tüm çalışanların sahiplenmesini sağlamak, daha iyi olmak için daima küçük ayarlamalar yapıp yapamayacağımızı denemek ve görmek.
Mikkel Svold (02:04):
Mesela şu konuda herhangi bir stratejiniz var mı? Sanırım buna küçük ayarlamalara karşı büyük ayarlamalar diyorsunuz? NGI’da her zaman sadece küçük ayarlamalar mı yaparsınız ya da...?
Phillip Skall Hansen (02:18):
Hayır, kesinlikle öyle değil. Çok sayıda yeni ürün geliştirdiğimiz oldukça hızlı bir Ar-Ge departmanımız var. Yani, genellikle şöyle başlarız... Bir ürünün kullanım ömrüne baktığınızda... Parçaların iyi kalitede nasıl üretileceğini anlayabilmek için oldukça temelden başlamamız gerekiyor. Zaman geçip satışlarımız arttığında artık bizim için küçük ayarlamalardan daha fazlasını yapmamızın yani daha büyük bir resme bakmamızın zamanı gelmiş demektir. Bağımsız parçalar üzerinde yarı otomatik otomasyonu nasıl yapabiliriz?
(02:55):
Sonrasında zaman geçtikçe bir anda büyük bir optimizasyon yapma fırsatına sahip oluyoruz. Ve yeniden, tüm parçalarımızı tek seferde üreten uzun bir üretim hattımız olmadığından aşağı yukarı tüm makinelere ayrı ayrı odaklanıyoruz. Dolayısıyla büyük ayarlamalar yapmak oldukça büyük bir iş ki biz bunu her zaman yapıyoruz. Ancak elbette projelerde günlük işleyişten daha uzun bir kapsam söz konusu.
Mikkel Svold (03:26):
Şimdi şöyle düşünüyorum... Gıda üretimi sektöründe ya da makine imalatı sektöründeyseniz makinelerinizi o veya bu şekilde inşa etmeye alışmışsınızdır ve bu yöntem temelde işe yarar. Basitçe “Tamam, bunu değiştirmemiz gerekiyor” demek için ne olması gerekiyor?
Phillip Skall Hansen (03:53):
Bu konu hakkında konuşurken odaklandığımız şeylerden biri spesifik bir alanda gereğinden fazla insan gücüne sahip olmak istemediğimiz. Dolayısıyla bu eğriyi kırmamız gerekiyor. Yani şöyle demek yerine “Pekâlâ, şimdi bu alanda %10 büyüme elde ettik. Öyleyse fazladan 10 kişiyi işe almak yerine büyük bir değişiklik yapmamız gerekiyor. Üretim düzeninde büyük bir değişiklik yapmak gerekiyor.” Bu da “Peki, bunu geçen yıl yaptığımızdan daha iyi bir şekilde nasıl yapabiliriz?” sorusuna yanıt bulmak için yeni teknolojilere ve yeni bilgilere sahip olmamız gerektiği anlamına geliyor.
(04:26):
Bu da aslında bizim genel olarak tüm departmanlarımızda “Tamam, biz şunu yaptık...” dediğimiz üretim departmanlarında sahip olduğumuz bir şey. “NGI şu anda 31 yaşında ve bazı makineler başlangıçtan beri orada. Artık aşağı yukarı tüm departmanlarımızda bu zihniyeti değiştirmiş durumdayız.” Yani büyüme gösterdiğimizde sadece bir çalışan daha eklemiyoruz. Şimdi işleri daha otomatik bir şekilde yapabiliyoruz. Ancak bizim temel sorunlarımızdan biri ürettiğimiz parçaların standart olmaması. Dolayısıyla otomasyon veya dijitalleşme sürecindeki çözümler, köşeyi dönünce alabileceğim standart bir çözüm değil. Bu yüzden her seferinde bir şeyleri optimize etmem gerektiğinde...
(05:07):
Büyük bir değişiklik yaparak üretimde kendi otomasyon satışlarımızı tasarlamak için temelde sıfırdan başlamamız gerekiyor. Ama biz bunu her zaman doğru bir ortakla birlikte yaparız. Bu sebeple örneğin sadece bir tek otomasyon ortağı ile çalışmıyoruz. Danimarka genelinde, her zaman Danimarka’da ve yakınımızda olan birkaç ortak ile çalışıyoruz. Böylece konuyu örneğin Teams üzerinden değil de masa başında tartışabiliyoruz. Sonrasında sahip olduğumuz her bir robotik hücre NGI için özelleşmiş oluyor. Şu anda elimizde var olan ve ayrıca hazırlık aşamasında olan çok fazla şey mevcut.
Mikkel Svold (05:44):
Peki şimdi siz, NGI’da bizzat ürettiğiniz şeyler olduğunu ve ürettiğiniz bileşenlerin epeyce çeşitlilik gösterdiğini söylüyorsunuz.
Phillip Skall Hansen (05:52):
Evet.
Mikkel Svold (05:54):
Örneğin gıda üretim endüstrilerine ya da diğer makine üreticilerine bakarsak genel anlamda aynı tabloyla mı karşılaşırız?
Phillip Skall Hansen (06:05):
Evet, makine üreticilerine bakacak olursanız neredeyse her zaman tek seferlik projeler yaptıklarını görürsünüz. Özellikle Danimarka’da, burada sahip olduğumuz otomasyon ortaklarının birçoğu müşterilerine sundukları çözümleri standartlaştırmış değil. Dolayısıyla bence tüm projeyi sıfırdan düşünmeleri de gerekiyor. Belki bu yanlış ama bunların çoğu tek seferlik projeler.
Mikkel Svold (06:34):
Evet. Peki ne zaman yenilik yapacaklarını ve nasıl optimize edeceklerini ya da operasyonlarını ne zaman optimize edeceklerini nasıl bilebilirler?
Phillip Skall Hansen (06:42):
Evet, bu iyi bir soru. Makine üreticilerinin bunu nasıl yaptıklarına dair bir cevap veremem. Ancak burada yaptığımız şey her zaman doğru ortaklara sahip olduğumuzdan emin olmak. Örneğin sabit bir departmanımızda yeni bir revizyona ihtiyaç duyan küçük bir araç olsa bile bazen tesadüfen bazen de ağ kurarak doğru ortağı buluyoruz. Bu durumda söz konusu olan bu ortak bizim için kesinlikle büyük bir değişiklik yapabilir demek ki bu da bizi daha sonraki aşamada otomasyona yönlendiriyor.
(07:15):
Dolayısıyla benim görüşüme göre NGI’da son birkaç yılda öğrendiğimiz şeylerden biri, otomasyon ve benzeri şeylerden bahsederken sadece robotik olana odaklanmamamız gerektiği. Çoğu zaman odaklanmamız gereken nokta genellikle baştan sona her şey. Aletlerden, eski makinelere ve buradan da dijitalleşmeye kadar. Ve diğer tüm moda sözcükler, Endüstri 4.0 ve benzerleri. Fakat temel olarak her şey en alt sıradan başlıyor. Varlıklar, makineler, robotlar ve bunun gibi şeylerden bahsederken her şey en alt sıradan başlar ancak bu değişimi üretimin tamamına yaymaya çalıştığımızda da en alt sıradan başlanır.
(07:54):
Bu nedenle tüm saatlik ücretli çalışanlarımızın bizimle birlikte olması gerekiyor böylece değişime karşı direnç de oluşmayacak. Nitekim bu da gerçekten odaklandığımız bir konu; insanlara sahiplenme duygusunu kazandırmak ve ardından onları yeni optimize edilmiş süreçte eğitmek. Evet.
Mikkel Svold (08:15):
Bunu yaptığınız belirli bir örnek var mı?
Phillip Skall Hansen (08:17):
Evet, şu anda NGI’ın 31 yıl önce başladığı kauçuk ile vulkanizasyon yaptığımız vulkanizasyon departmanımızda büyük bir değişim geçiriyoruz. Yani temelde 31 yıldır büyük bir değişiklik olmadan kauçuk kalıplıyorduk. Büyümeyle başa çıkabilmek adına çeşitli değişiklikler yaptık ancak 31 yıl sonra ilk kez büyük bir değişiklik yapabileceğiz. Bu da kullandığımız optimize edilmiş hammaddelerden, makinelere ve robot teknolojilerine kadar uzanıyor. Fakat şimdi aynı zamanda yıllarca elle çalıştırılan bir makineden sorumlu insanları da dâhil etmemiz gerekiyordu. Uzun bir şeyimiz var, ne deniyordu ona? İnsanlar çok uzun bir süre boyunca burada olduğunda...
Mikkel Svold (09:08):
Evet, uzun zamandır buradaydılar.
Phillip Skall Hansen (09:09):
Uzun yıllardır buradaydılar. Dolayısıyla üretimde yer alan arkadaşlarımızın çoğu beş yıldan fazladır burada. Ve bazıları şirketin tüm faaliyet süresinden 30 yıl fazla bir süredir burada. Yani başından beri aynı şeyi yapıyorlar. Şimdi aniden büyük bir değişiklik geliyor ve bunu kabul etmek zorundalar. Ancak üretimde ekibimle birlikte onlara “Tamam, bir robot gelse bile işinizi kaybetmeyeceksiniz.” demek için oldukça fazla odaklandığımız yer de bu nokta.
(09:35):
Ancak bu robot aynı zamanda üretimi Danimarka’da tutabileceğimiz ve pahalı Danimarka işçiliğine rağmen şirkete iyi para kazandırmaya devam edebileceğimiz anlamına geliyor. Dolayısıyla hedefimiz şunu söyleyebilmek: “Pekâlâ, bugün sahip olduğumuz mevcut insan gücüyle büyümek istiyoruz. Fakat yeni insanları işe almadan, daha otomatik süreçlerle büyümeye ayak uydurabiliriz.”
Mikkel Svold (10:05):
Değişimi başlatmak ve operasyonları optimize etmek hakkında konuşmaya geri dönmek istiyorum. Bir şey yapmanın zamanının geldiğini ne zaman anlarsınız? “Şimdi üretimimizi ve operasyonlarımızı optimize etmek için gerçekten bir şeyler yapmamız gerekiyor” demek için kullanacağınız tetikleyiciler nelerdir?
Phillip Skall Hansen (10:26):
Evet, bu birkaç faktörden dolayı olabilir. “Hiçbir şeyi değiştirmezsek, büyümede tekrar bir artış gördüğümüzde kalite sorunuyla karşı karşıya kalacağız. Bu da değişiklik yapmamız gereken ana konulardan biri olabilir” dediğimiz kalite sorunları olabilir. Ancak çoğu zaman bunun nedeni yine bir departmanda çok fazla iş gücü olması ve “NGI’ın sahip olduğu kısa teslimat sürelerine ayak uydurmak için her altı ayda bir yeni bir kişiyi işe almamız gerekiyor.” dediğimiz durumlar. Olağanüstü kısa teslim süreleriyle çalışıyoruz, bu da iş gücümüzden çok şey talep ediyor ve bu da genellikle oldukça fazla insan gerektiriyor.
(11:11):
Yani bizim, ekibimdeki herkesin yaptığı şey şu; biz çok hazırız, bu göreve odaklandık. Aslında bu bizim için çok önemli, stratejik bir konu. Benim kendi adıma da yanımdaki insanlar adına da öğrenmeye çalıştığım şey sahada geçirdiğimiz zaman. Etrafta dolaşıp insanlarla konuşuyoruz, ne yaptıklarına bakıyoruz. Yani her zaman ne olup bittiğine dair bir hissiyatımız var. Yani bu bir elektronik tablo veya incelediğimiz ve bunun üzerinden bir karar aldığımızı düşündüğümüz bir veri değil. Hayır, bu aynı zamanda gerçek dünyada da kanıtlanmış verilerin bir kombinasyonu. Ardından tartışmayı yapabilir ve değişiklikleri gerçekleştirebiliriz.
Mikkel Svold (11:51):
Bu da oldukça fazla ikilem yaratıyor olmalı çünkü yine mevcut durumda çalışmakta olan bir üretime bakıyorsunuz ve sonra bir şey ya da büyük bir değişiklik uygulamak istiyorsunuz. Operasyonları değiştirip değiştirmemeye karar verirken karşılaştığınız bazı ikilemlerden bahsedebilir misiniz?
Phillip Skall Hansen (12:08):
Evet. Çalışan bir şeyi neden kurcalayayım ki?
Mikkel Svold (12:11):
Evet, bozuk değil.
Phillip Skall Hansen (12:15):
İşe yarayan bir şeye dokunursanız ve sonra birdenbire her şeyin cevabını bildiğinizi düşünürseniz bu her zaman bir sorun olabilir. Değişikliği yaparsınız ve sonra aniden süreç çalışmaz ya da makine çalışmaz ya da her neyse. Dolayısıyla tekrar ediyorum, hazır bulunduğumuz için bu konuda oldukça iyi olduğumuzu düşünüyorum. Aynı şekilde sistemin neden çalıştığını ve neden çalışmadığını biliyoruz ve bu doğrultuda değişiklikler yapabiliyoruz.
(12:41):
Bazen de “Peki, işe yarıyorsa değiştirmeyiz.” diyoruz. Bu gerçekten üretime, sürece ve aynı zamanda ürüne bağlıdır. Bu, gelecekte yatırım yapmak istediğimiz bir şey mi yoksa “Tamam, ürünümüz var, çok fazla yatırım yapmak istemiyoruz, bu yüzden başka bir yere odaklanıyoruz” dediğimiz bir şey mi?
Mikkel Svold (13:01):
Evet, çünkü en başta tanıttığım gibi, geçen bölümde burada olan Niels Vindsmark, kuruluşunuzu geleceğe hazırlama, üretimi geleceğe hazırlama konularına çok fazla değindi. Ayrıca gıda üretim endüstrisine özel bir odak ile. Yani hijyenik üretim. Rekabette bir adım önde olabilmek, gündemde kalabilmek ve esasen beş yıl sonrasında da canlı kalabilmek için değişimin şart olduğunu söylüyordu. Gelişim, değişim ve dönüşüm için bu baskı her zaman faydalı mıdır? Bu her zaman iyi bir şey midir?
Phillip Skall Hansen (13:43):
Bu zor bir soru. Fakat benim bakış açıma göre operasyonlardan bahsettiğimizde kesinlikle hızlı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Niels’in de söylediği gibi NGI’ın ticari tarafını oldukça yakından takip ediyoruz. Dolayısıyla müşterilerimiz için işe yarayan her şeyi üretime adapte edeceğiz.
(14:05):
Evet, sanırım NGI’da sahip olduğumuz müşteri odaklılık, operasyonda çok fazla odaklanmayı gerektiriyor. Ve eğer PLC’ye yani ürün yaşam döngüsüne bakarsak şöyle bir eğilim var... Elbette başlangıçta bu röportajda daha önce de söylediğim gibi,bir ürünün başlangıcında optimizasyondan farklı odak noktaları vardır. Her bir kategori içinde çok sayıda farklı ürün varyasyonumuz olduğu için başlangıçta tamamen optimize edilmiş bir makine yapmak benim için genellikle zor oluyor. Müşteri ihtiyaçlarının neler olduğunu ve nerede satış yapabileceğimizi görmemiz gerekiyor... Hangi özel ürünleri sattığımızı... Ardından bu ögeler üzerinde optimizasyona odaklanabiliriz. Yani evet, NGI’ın ticari tarafındaki operasyonlarına gerçekten katılıyoruz. Dolayısıyla NGI’da ne satmamız gerektiğini belirleyen birim Operasyon departmanı değildir. Satış ne isterse onu yaparız ve sonra da bunu tamir ederiz.
Mikkel Svold (15:07):
Bu da bir sürü yanlış anlaşılma ve gerilim yaratmıyor mu?
Phillip Skall Hansen (15:13):
Kimin arasında?
Mikkel Svold (15:14):
Yani satılanlar arasında. Sonra üretime geri dönüp “Pekâlâ, bu parçayı sattık. Ya da makine üreticileri için, biz bu makineyi sattık, siz üretebilir misiniz?” Ve cevap esasen, “Hayır, yapamayız.”
Phillip Skall Hansen (15:28):
Her zaman üretebiliriz. Hayır ama NGI tarafının, rakiplerimizin, müşteri ne isterse onu yaptığımızı söylerken kastettikleri şey gerçekten buydu. Bunu yapabiliriz. Biz bunu çok uzun zamandır kanıtlamış durumdayız ve bunu uygun maliyetli bir şekilde yapabiliyoruz. NGI’daki tüm düzenimiz bu şekilde. Yani evet, bu biraz gerilim yaratıyor ama NGI’ın operasyon tarafında çalışan herkes bunu biliyor ve taahhüt ediyor. Bu nedenle müşteriye istediği şeyi istediği zaman teslim etmek için ihtiyaç duyduğumuz her yerde optimizasyon yaparak makinelerdeki değişimi gerçekleştiriyoruz.
Mikkel Svold (16:03):
Evet, evet. Şimdi bunları toparlacayağım sanırım. Şirketlere yönelik şu anda optimize edip etmeme ya da işe yaradığını bildikleri için hâlihazırda sahip oldukları şeyi olduğu gibi bırakma kararını vermeleri konusunda... Ayrıca Niels’in piyasayı takip etmekten ve hızlı kalmaktan bahsettiği bu yolculukta ilerlemeye devam etmeleri konusunda... Bu şirketlere ne gibi tavsiyelerde ya da yol gösterici ilkelerde bulunursunuz?
Phillip Skall Hansen (16:33):
Evet, benim bakış açıma göre oldukça basit, onlara karşı hazırlıklı olun. Her şeyde-
Mikkel Svold (16:40):
Evet, bu ne anlama geliyor?
Phillip Skall Hansen (16:41):
Evet, bu ne anlama geliyor? Bana göre üretime yakın olmanız gerekiyor. Ya da bunu kendiniz yapamıyorsanız o zaman yanınızda iyi insanların olması gerekir. İnsanlara, makinelere bakıyorlar ve aynı zamanda bunların arkasındaki verileri anlayıp bunlardan doğru kararı çıkarabiliyorlar. Ancak temelde şirketin tüm yönleriyle uyumlu olmanız gerekir. Yani satış ve operasyon gerçekten-
Mikkel Svold (17:07):
Kolay bir iş değil, değil mi?
Phillip Skall Hansen (17:09):
Kesinlikle değil. Kesinlikle değil. Ancak doğru kararlar almak şart. Bir kararı kolayca alabilirsiniz ancak doğru zamanda doğru kararı vermek, işte odak noktası bu.
Mikkel Svold (17:19):
Hızlıca sorayım, bunu nasıl yapıyorsunuz? Organizasyonun tamamını nasıl aynı rotada tutarsınız? Sadece doğru rotada değil, aynı zamanda aynı rotada mı? Bunu haftalık toplantılarla mı veya tam olarak nasıl yapıyorsunuz?
Phillip Skall Hansen (17:32):
Hayır, Niels’in de belirttiği gibi biz NGI’da hızlıyız. Dolayısıyla,toplantılar vb. için çok fazla zaman harcamıyoruz. Ama tüm kapılar açık, dümdüz organize olmuş durumdayız. Yani bir satış elemanı ofisime gelir ve “Philip, iyi bir fikrim var, sanırım odaklanmamız gereken yer burası.” derse... O zaman sabah kahve içerken bir karar alabiliriz ve bu da NGI’ı gerçekten NGI yapar.
Mikkel Svold (17:54):
Bence bunun son sözlerimiz olmasına izin vermeliyiz. Bu gerçekten iyi bir kapanış oldu. Philip Skall Hansen, bu konu hakkında konuşmak üzere uğradığınız için çok teşekkür ederiz.
Phillip Skall Hansen (18:01):
Rica ederim.
Mikkel Svold (18:01):
Operasyonların nasıl optimize edileceğine dair temelde bir vaka hikayesine oldukça yakın bir şey dinlemek gerçekten ilginçti diye düşünüyorum. Ve tabii ki siz değerli dinleyicilerimize; bu bölümü beğendiyseniz, daha önce dinlediğiniz başka bölümler de varsa ve gelecek bölümlerden haberdar olmak istiyorsanız lütfen podcast platformunuzdaki, podcast uygulamanızdaki veya podcast dinlediğiniz her yerdeki abone ol düğmesine basın. Bu podcast’in yayılmasına ve duyulmasına gerçekten yardımcı olacaktır. O yüzden evet, lütfen beğen butonuna, abone ol butonuna basın. İçinizden geliyorsa bize bir yıldızlı puan verin. Şimdilik bu kadar. Behind Clean Lines’a katıldığınız için çok teşekkür ederiz.Bir dahaki sefere kadar görüşmek üzere.